insanlar neden yalnız kalmaktan korkarlar? yalnızlığın mutsuz etmesinin nedeni yine insanlar değil midir? aslında bizi bırakıp giden insanlara değil mi öfkemiz? asıl korku yalnız kalmak değil de terk edilmek korkusu. yalnız kalmak değil de onsuz olmak bizi üzen.
yalnız olmak bir insanın başına gelebilecek en kötü şeylerden mi gerçekten? ya onlayken onsuz olmak? onun yanı başındayken iliklerine kadar hissetmek yokluğunu? gözlerine bakmak ve bulamamak kendini.
21 Temmuz 2012 Cumartesi
11 Temmuz 2012 Çarşamba
yeniden denemeli mi denememeli mi
aslında bunu yazmamın hiçbir mantığı yok. ama insan her zaman da kontrollü yaşayamaz ki. bu blogu bilen üç kişi var hala unutmamışsan arada bir uğradığını düşünüyorum. genelde üstü kapalı anlatmayı severim ama bu sefer çok açık olacağım ki iyice anla.
evet hata yaptım, yapmamam gerekirdi ama yaptım. daha kaç yaşındayız, hem hata yapmanın yaşı mı olurmuş? bu beni haklı çıkarmaz elbet ama yaptıkların seni haklı durumdan haksız duruma düşürmekten başka bir işe yaramıyor.
hiçbir şeyin dışarıdan gösterilmeye çalışıldığı kadar mükemmel olmadığını anlayacak kadar büyüdüm. o yüzden bana çok mutlu numarası yapmaktan vazgeç. bunun ne önemi var ki? sen dünyanın en mutlu insanı olsan ben buna üzülecek miyim? sandığın kadar egoist değilim bu yüzden beni üzebilecek başka yollar aramalısın. hoş niye arayasın? kendine yeni bir yol çizen sensin ben değil. bu yolda eskileri bırakmayı denesen artık? ben de ne diyorsam sanki seninleyken ben bırakabildim de. her neyse konudan iyice uzaklaşmaya başladım.
çok düşündüm. bi insanı ikinci kez yüzüstü bırakmak mı yoksa onun gözlerinin içine baka baka bir yalanı devam ettirmek mi daha kötüydü? ikincisinin olduğuna karar verdim ve gittim. özür diledim senden, biliyorum bu hiçbir şeyin telafisi değil. ama içimde yok olan şeyleri geri de getiremezdim ki. kendimi haklı çıkarabileceğim bir yer yok yani, en azından yoktu. bana geleceğini bilerek yaptığın konuşmaların, hiç tanımadığım kişilerle dedikodumu yapman sana olan saygımı yok etti en azından bunu söylemek istedim.
hayal kırıklığına uğramak nedir en az senin kadar biliyorum ben de. bunu bile bile başkasına yaşatmak benim için ne kadar zordu tahmin edemezsin. sandığın kadar kötü biri değilim ben, öyle olduğunu sansan da fark etmez zaten.
ne yaşanırsa yaşansın aradaki saygıyı koruyabilmek önemliymiş aslında ben bunu anladım, tükürdüğünü yalamanın insandan çok şey götürdüğünü de, kimseyi koşulsuz iyi olarak kabul etmemek gerektiğini, insanların hayatına kendi keyfine göre girip kendi keyfine göre hayatlarından çıkmaman gerektiğini.
her yeni insan, yeni bir kitap gibi. yarıda bıraktığın bir kitaba tekrar başlamamak gerekiyormuş. onu neden bıraktığını hatırlamalıymış insan.
hoşçakal ve kendini küçük düşürme artık.
evet hata yaptım, yapmamam gerekirdi ama yaptım. daha kaç yaşındayız, hem hata yapmanın yaşı mı olurmuş? bu beni haklı çıkarmaz elbet ama yaptıkların seni haklı durumdan haksız duruma düşürmekten başka bir işe yaramıyor.
hiçbir şeyin dışarıdan gösterilmeye çalışıldığı kadar mükemmel olmadığını anlayacak kadar büyüdüm. o yüzden bana çok mutlu numarası yapmaktan vazgeç. bunun ne önemi var ki? sen dünyanın en mutlu insanı olsan ben buna üzülecek miyim? sandığın kadar egoist değilim bu yüzden beni üzebilecek başka yollar aramalısın. hoş niye arayasın? kendine yeni bir yol çizen sensin ben değil. bu yolda eskileri bırakmayı denesen artık? ben de ne diyorsam sanki seninleyken ben bırakabildim de. her neyse konudan iyice uzaklaşmaya başladım.
çok düşündüm. bi insanı ikinci kez yüzüstü bırakmak mı yoksa onun gözlerinin içine baka baka bir yalanı devam ettirmek mi daha kötüydü? ikincisinin olduğuna karar verdim ve gittim. özür diledim senden, biliyorum bu hiçbir şeyin telafisi değil. ama içimde yok olan şeyleri geri de getiremezdim ki. kendimi haklı çıkarabileceğim bir yer yok yani, en azından yoktu. bana geleceğini bilerek yaptığın konuşmaların, hiç tanımadığım kişilerle dedikodumu yapman sana olan saygımı yok etti en azından bunu söylemek istedim.
hayal kırıklığına uğramak nedir en az senin kadar biliyorum ben de. bunu bile bile başkasına yaşatmak benim için ne kadar zordu tahmin edemezsin. sandığın kadar kötü biri değilim ben, öyle olduğunu sansan da fark etmez zaten.
ne yaşanırsa yaşansın aradaki saygıyı koruyabilmek önemliymiş aslında ben bunu anladım, tükürdüğünü yalamanın insandan çok şey götürdüğünü de, kimseyi koşulsuz iyi olarak kabul etmemek gerektiğini, insanların hayatına kendi keyfine göre girip kendi keyfine göre hayatlarından çıkmaman gerektiğini.
her yeni insan, yeni bir kitap gibi. yarıda bıraktığın bir kitaba tekrar başlamamak gerekiyormuş. onu neden bıraktığını hatırlamalıymış insan.
hoşçakal ve kendini küçük düşürme artık.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)