14 Nisan 2013 Pazar

yine ve yine 'o' na

ağlamak istiyorum, ağlayamıyorum. ağlamak istemeseydim ağlardım belki. içim sıkılıyor, bunalıyorum. konuşmak istiyorum, konuşamıyorum. arkadaşlarımı aramak istiyorum, sonra vazgeçiyorum. her şeyden herkesten, kendimden bıktım ya da herkes her şey ve ben benden bıktık. sonuç yine aynı. içimdeki sıkıntı gitmişti bir süreliğine. ama artık yine var, ya da ben istedim böyle olmasını. her şey kötü giderse 'o' gelir belki diye.

napıyorum da kaçırıyorum insanları? insanların aramak istemeyeceği kadar kötü müyüm? kendimi sorgulamaktan artık yoruldum, cevabını bulamıyorum çünkü. bunu bana başkaları mı yapıyor yoksa kendim mi bilmiyorum. ama ortada bir sorun olduğu kesin.

ben ne zaman alıştım yalnızlığa bu kadar? hayatımdaki insanlara tahammül edemiyorum. onların da bana tahammül edemediğini hissediyorum. yalnız olmak mı istiyorum? bazen evet ama geri kalanda? kalabalıklar istemiyorum, bir yanım istese de. ben artık tam olmak istiyorum. yarım bir insanım, eksik bir insan. yüreğim hep böyle eskik mi hissedecek? bazen beklemek sonsuza dek sürecek gibi geliyor. artık beklemek istemiyorum. neden bekliyorum? kimi bekliyorum?

ah! beynimin içinde onlarca düşünce çalkalandıkça çalkalanıyor. ben neye inanıyorum, neyi düşünüyorum ya da neye inanmalıyım bilmiyorum. aklım da hislerim de belirsiz. ama neden? artık yalnız hissetmek istemiyorum. artık 'o' na yazmak istemiyorum. sarılmak istiyorum, öpmek istiyorum, dokunmak istiyorum, hissetmek istiyorum.

hata yapıyorum, hep aynı hataları. başka bir okul, başka bir şehir de değiştirmedi bunu. önceden farkında değildim artık farkındayım ama yine aynı hataları yapıyorum. artık değişmem gerek. aynı insan olmak istemiyorum. beni yalnız bırakan hatalarım. affedilemez hatalar.
keşke gelse. ama gelmesi için yeterince büyümedim belki de. aynı hataları yapıp kaybedicem belki de onu. belki daha erken. çok erken.