22 Ekim 2013 Salı

birçok kişiyi sevebilir insan ama gerçekten sevildiği çok az an vardır. ve sen benim hayatımdaki o anların tamamını oluşturuyorsun. sen benim bu hayatta beni sevdiğine inandığım tek insansın. bunun benim için değerini anlatamam. sadece birkaç yıl öncesine kadar bu değerin farkında değildim. sen benim bu hayatta güzel hatırladığım tek insansın. beni hiç üzmeyen tek insansın. bana değer veren tek sevgilimdin.
şimdi düşünüyorum da ben istediğim ve aradığım ilişkiyi seninle yaşamışım zaten. düşünceliydin, bana değer veriyordun ve en önemlisi bunu bana belli ediyordun. bu satırları neyi kaybettiğimi daha iyi anlamak için yazıyorum. belki akıllanırım diye yazıyorum.
hayatım boyunca ilişkilerin uzun süreceğine inanmadım. mutlu bir evliliğin çocuğu olmadım ben. ilişkilere inanmadım. bir erkeğin bir kadını sevebileceğine inanmadım. tek inandığım birgün herkesin beni terk edeceğiydi. hala öyle hissediyorum aslında. ve sen beni sevildiğime inandırabilen ilk ve tek insandın. kaybettiğimin aslında ne kadar büyük olduğunu anlatabiliyorum sanırım.
içten içe ve bencilce senin hep beni bekleyeceğine inandım. öyle olmadı tabi ki de, haklı olarak. ama o zaman ben yine bencilce aslında hiç sevilmediğimi düşündüm. sana seninleyken de sensizken de hep bencilce davrandım yani.
doğru insanla olmak için yanlış kişiyle olmak gerekiyormuş. neden kaybettiğim şeyin değerini bu kadar geç anladığımı anlamışsındır sanırım. senden sonra bir kişi oldu. o da her davranışında senin aslında bana nasıl değer verdiğini gösterdi.
sen bana meleğim derdin ya hani, asıl melek sendin. ben kendimi hiçbir zaman o kadar iyi göremedim. içimde karmakarışık bir dünya var. bazen düşüncelerim arasında kayboluyorum. sen o kadar iyiydin ki ben bunun altında eziliyordum sanki. ben kendimi hep çok kötü biri olarak gördüm. senin beni bu denli güzel bulman mümkün müydü?
bi konuşmamızda bana 21 guns' ı dinle demişsin. ama ben hiç dinlememişim. onun için özür dilerim verdiğim sözü tutmamışım. bir keresinde de sana hayatın amacını sormuşum sense 'mutluluğu yakalamak' demişsin. bense boşlukları yakalamaya çalışıyorum.
ben hiçbir zaman iyi olmadım. sanırım ben nasıl ki senin değerini zamanında anlayamadım sen de zamanında  bunu görememiştin. artık gördün. biliyorum. hissediyorum. sen de gidiyosun...

aslında sayfalarca yazmama gerek yok şu birkaç satır tüm yazdıklarımdan daha çok şey anlatıyor.

hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim
ben sana göre değilim.


Üzerine bu kadar titrediğim tek insansın,nasıl bi değere sahip olduğunu anlatmama bile gerek yok,3 günlüğüne de olsa ayrı kalıcağım için bu kadar üzüldüğüm ilk insansın mesela!

İlk defa bi insan beni bu denli kendisiyle ilgili yazı yazmaya teşvik ediyo kendisi farkında olmadan,ilham alabildiğim tek insansın mesela!

Beraber geçirdiğimiz anları düşünürken cevap yazmakta geciktiğim tek insansın!


I'm looking at you through the glass...
Don't know how much time has passed
Oh god it feels like forever
But no one ever tells you that forever
Feels like home sitting all alone inside your head 

15 Ekim 2013 Salı

bazen aradığını bulursun ama farkına varmazsın.
zaman geçer yine farkında olmazsın.
sonra gün gelir anlarsın ki sen aradığını çoktan kaybetmişsin.
son şansını da günbegün eritmişsin.

12 Ekim 2013 Cumartesi

hep klişe olduğunu düşünürdüm ama yanlış zamanda gelen doğru insan ve doğru zamanda gelen yanlış insan diye bir şey varmış. keşke bi kaç yıl önce değil de şimdi gelmiş olsaydın. aslında biliyo musun belki yine de fark etmezdi. ben hep yanılış insanların peşinden koşan yanlış bir insanım.

''hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim''
hem

11 Ekim 2013 Cuma

eski her zaman huzur verir bana. eski arabaları severim, plakları severim, sayfaları sararmış kitapları severim. geçmişin yazarlarını okurum, şimdi hayatta olmayan müzisyenleri dinlerim. eski her zaman daha güzel gelir bana.

önceleri kendimi bu çağa ait hissetmezdim. daha eski zamanlara ait olduğumu düşünürdüm. ama şimdi anlıyorum ki ben kesinlikle bu çağda yaşamalıymışım hatta daha ilerisinde.

özgürlüğü için sevdiği insanı kaybetmeyi göze alan ben salt bir erkek egemenliği olan bir dönemde yaşayamazdım. bazen yanlış mesleği seçtiğimi düşünürüm. ama yanlış da olsa ben seçtim. hata yaptıysam ben yaptım. bir başkasının dayattığı hayatı değil kendi hayatımı yaşıyorum.

kadın olarak doğdum ama bir kadın gibi düşünmüyorum. ben bu hayata evlenmek ya da çocuk yapmak için gelmedim. evet belki gelecekte başıma gelebilecek şeyler ama bu ancak ben istediğim için olacak. ben istemezsem olmayacak. bunu seçebilmek değil bu çağ son 30-40 yılda kadınlar için bir özgürlük oldu. çoğu yerde hala olmasa da.

ben tüm kadınların özgür olduğu bir çağda yaşamak isterdim. evlenmek istemediğimi çocuk yapmanın saçma olduğunu söylediğimde tepki görmediğim bir çevrede yaşamak isterdim.

kadın olduğum için yapmam gerekenleri yapmadığım için garipsenmediğim, sırf cinsiyetine göre zevklerin belirlenmediği bir zamanda.