12 Ağustos 2018 Pazar

burayı okuyan var mı hala? ey okuyan duyuyorsan 3 kez beğene tıkla.

28 Ocak 2018 Pazar

içimdeki boşluğun beni yiyip bitireceğinden korkuyorum, sanki biri sevse beni doluverecekmiş gibi ama.
o kadar aciz ve çaresiz hissediyorum ki. öylesine muhtaç.

keşke kendi kendine yetebilen bir ülke olsaydım.


16 Ocak 2018 Salı

aziz nesinin bir cümlesi vardı, "Dünyanın en cimrileri 'eli açık', dünyanın en korkakları 'yürekli', dünyanın en tembelleri 'çalışkan' gibi soyadları aldılar. Her türlü yağmada hep sona kaldığım için, soyadı yağmasında da hep sona kaldım. Bana ortada böbürleneceğim bir soyadı kalmadığından, kendime 'Nesin' soyadını aldım."
benim adımın anlamı da "güçlü kadın" adımın anlamını her sorduklarında ne kadar güçsüz olduğumu bir kez daha anlıyorum.
uzun zaman oldu yazmayalı. çünkü uzun zaman oldu hissetmeyeli.
şu ansa tek hissettiğim, 24 yılın ardından yalnızca hayal kırıklığı.
hayatta ne istersem yapabileceğimi düşünüyorum,
gerçekten sevilmek dışında.
insanların hayatında bir şekilde varoluyorum.
var olmak ayrı mı yazılır birleşik mi?
bilmiyorum
bense içten içe parçalanıyorum.
hiçbir isim benle birlikte yazılamaz gibi.
ben hep diğer insanlardan ayrı yazılıyorum...
24 yılın ardından 13 yaşında yazdığım sayfalar gibi hissediyorum.
11 yılda değiştiremediğim neyi değiştirebilirim gelecek 11 yılın ardından?
bilmiyorum.
kimsenin hayatına dokunamadıysan yaşamanın bir anlamı var mı gerçekten?
babamı düşündüm bugün,
54 yıl yaşadı bu hayatta.
54 yıl yaşadığı bu hayatta kendi çocukları bile onu iyi hatırlamıyor.
kendi çocukları bile kendisiyle olmak istemedi.
bunu değiştirmek için 30 yılım var.
bir 24 yıldan biraz daha fazla.
insanlar, insanlar canımı acıtıyor.
insanlar unutuyor,
önemsemiyor.
onlar sadece gidiyor.
24 yaşına girdim dün.
umutsuzluk düğümlendi yine boğazıma.