7 Ağustos 2015 Cuma

ölmesini dilediğiniz bir adam, ölmek üzere olduğunda ne hissederdiniz? ben de öyle hissediyorum işte.

o öldüğünde vicdanım hiç sızlamaz diye düşünürdüm. hani yakınlarını kaybeden insanlar keşkelerle dolar ya, o keşkeler gelemezdi bana. yine de küçük, ufak bir keşke yerleşiyormuş insanın yüreğine. karşısındaki insan ne denli kötü olursa olsun.

o bir daha aramayacak. belki son kez göreceğim onu. öldüğünde ne hissedeceğim? ağlayıp ağlamayacağımdan bile emin değilim. içimdeki nefret de gidecek mi onunla beraber? içimdeki güvensizlik, içimdeki boşluk. yani içimde ondan kalan ne varsa.

istemesem de boğazıma bir yumru oturuyor bazen. üzülmemeliyim diyorum, değmez çünkü. ama biliyorum ki ben istemesem de o yıllarca benim bir parçam oldu; ur gibi yayıldı yıllarca, nefretiyle.

yine de bir keşke düşüyor içime, daha farklı olabilir miydi? çünkü artık daha farklı yapmak için çok geç. muhtemelen olmazdı da, ama gidişinin beni hiç etkilemeyeceğini de düşünürdüm o zamanlar. düşündüklerimiz en doğrusu gibi gelse de bazen, büyük bir yanlışın içindeyizdir belki de.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder