11 Şubat 2011 Cuma

ah... bu kadar sabırsız ve kırılgan olmasam çok daha mutlu bir insan olurdum kuşkusuz. annemin eteklerine sarılmış ağlıyorum zırıl zırıl o oyuncağı bana alması için. oysa bu kadar ısrar etmesem alacaktı onu bana, ben ısrar ettikçe uzaklaştırıyor beni ondan.
küçükken bir oyuncak için hiç ağlamamıştım, büyüdükçe daha önce hiç görmediğim bir oyuncakla karşılaştım, 'aşk'. ben onu istedikçe benden uzaklaşıyor, bırakırsam da sarılıveriyor boynuma hiç beklemediğim bir anda. bu sefer de onu kaybetmemek için öylesine çırpınıyorum ki ben çırpındıkça daha da gömülüyor sanki geldiği yere.
uçlarda değil de daha ortalarda yaşayabilseydim çok daha mutlu bir insan olurdum kuşkusuz. zamanı kendi haline bırakmaktansa, kendim döndürmeye çalışmasaydım bu çarkı benden bu denli kaçmazdı belki aşk. kendimi kendi halime bırakabilmeyi başarabilseydim keşke. kendimce daha huzurlu olabilirdim belki.
peki ya sen? gözyaşlarım ikna edebilir mi sen? ben çırpındıkça gelir misin bana? ve ben sevdikçe seni her şeyden, kendimden çok, kanar mısın içimdeki haylaz çocuğa? sadece sevdiğim için sever misin beni?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder